28 Haziran 2009 Pazar

Teşşekürler Rock-a


Bu yıl üçüncüsü düzenlenen Rock-a yine çoşkuluydu. Tabi bu sizin çoşkudan ne anladığınızla da alakalı biraz da. Paramı ödeyip en güzel grupları izliyim sonra çekeyim gideyim diyenlerdesiniz bu festivale gelmezdiniz sanırım.
Rock-a 'daki durum biraz daha farklı. Müzik , atelyeler , tiyatro oyunları , sohbetler vb. aktiviteleri vardı ve bunların hemen hemen hepsinin gönüllü emeklerin ürünü olması, bize para ilişkisinin dışında kalarak da bişeyler yapılabileceğini tekrar gösterdi.
Bir yandan da senin benim gibi dertleri olan insanları birarada görmek , her gün bizi biraz daha yanlız hissettiren şu sistem içinde , çok önemli diye düşünüyorum.
Dayanışmayla!

21 Haziran 2009 Pazar

Ötekinin Hikayesi

BOYALI KUŞ

Kosinki'nin bu romanı 2. dünya savaşı sırasında, ailesinin, sağ kalması umuduyla uzak bir köye terkettiği 6 yaşındaki bir çocuğu anlatıyor. Savaşın geçtiği bu köylerde çocuk hayatın bütün şiddetiyle karşı karşıya kalıyor ve yaşam mücadelesi veriyor. Yanında kalmak zorunda olduğu hemen hemen her insandan çok çekiyor . Kimisinin aile içindeki kavgalarına şahit olur ( hatta kendisi de dayak yiyerek) kimisininse zevkine göre işkencelerine maruz kalır , sık sık da hiç tanımadığı insanlardan "çingene " ve "musevi" olduğu gerekçesiyle lanetlenerek dayak üstüne dayak yer.
Kosinki , iddiaların tersine otobiyografik bir roman yazmadığını aksine tarihsel bir roman yazmaya çalıştığını belirtiyor. Aslında romana yakıştırılan bu otobiyografik olma özelliği , onun yansıttığı birçok tarihsel gerçeği görmek istemeyen milliyetçi söylemlerden ibaret. Zaten kitap yayınlandığı tarihten itibaren yazarın anavatanı dahil biçok ülkede yasaklandı . Kosinki , bu kitabı yazdığından dolayı biçok tacize ve karalama kampanyasına maruz kaldı . İşler öyle bi noktaya vardı ki , bir gün kapısı çalar ve 2 tane iri kıyım adam sopalarla evine dalar ve Kosinki'yi dövmeye başlar. O arbede sırasında Kosinki kendisinin Kosinki olmadığını , onun kardeşi olduğunu söyler ve adamlar dövmeyi bırakıp oturup Kosinki'yi beklemeye başlar evde. Bu sırada hatta Kosinki'yle sohbete girerler birlikte votka içerler. Bir boş anlarında bir kutudan kendi küçük silahını bulur ve fotoğraf makinesiyle bir düzine fotoğraflarını çeker . Hemen gitmezlerse olacakları anlatır kendilerine . Her neyse adamlardan böyle kurtulur.
Kosinki'nin "Boyalı Kuş"'u okunmasını tavsiye edeceğim bir kitap.. İyi okumalar.