8 Aralık 2008 Pazartesi

Devlet ne zaman doğru söyledi be Savda?

Vicdani retçi Halil Savda, Çorlu Askeri Hastanesi Başhekimliği tarafından kendisine verilen çürük raporunun vicdani retçilerin uluslararası kamuoyundaki seslerini kısmayı amaçladığını söyleyerek, 'Devlet imzaladığı hiçbir uluslararası sözleşmeyi uygulamıyor. Kağıt üzerinde kalan bu sözleşmeler hakkında uluslararası kamuoyuna yalan söylüyor. Ancak vicdani retçiler ve insan hakları savunucuları, Türkiye'nin yalanlarını haykırmaya devam edecek' dedi.
BM: 'Savda'nın özgürlükten mahrumiyeti keyfi niteliktedir!...'

Vicdani reddini açıkladığı için tutuklanan ve geçtiğimiz günlerde serbest bırakılan vicdani retçi Halil Savda, kendisi ile ilgili olarak BM Keyfi Gözaltı Çalışma Grubu'nun 9 Mayıs'ta verdiği karar ve Çorlu Askeri Hastanesi Başhekimliği tarafından verilen çürük raporuna ilişkin İHD İstanbul Şubesi'nde basın toplantısı düzenledi. Toplantıya İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, insan hakları savunucusu Eren Keskin ve Savaş Karşıtları Temsilcisi Uğuz Sönmez de destek verdi. Kısa bir konuşma yapan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, Savda'nın vicdani reddini açıkladığı günden bu yana birçok sıkıntı yaşadığını belirterek, 'Halil ve vicdani ret iradesini açıklayan diğer arkadaşlar da birçok sıkıntı yaşadı. Yıllardan beri Vicdani reddin bir insan hakkı olarak tanınması noktasında bir talebimiz var. Biz diğer vicdani retçi arkadaşlarımızın destekçisi olduğumuzu bir kez daha buradan duyuruyoruz' dedi.

'Türkiye imzaladığı uluslar arası sözleşmeler aykırı hareket ediyor'

BM'nin kendisi hakkında almış olduğu kararın alınış sürecini anlatan Savda, merkezi İngiltere'de bulunan Uluslararası Savaş Karşıtları Platformu'nun başlatmış olduğu girişimler sonrası BM'nin 9 Mayıs'ta bir karar aldığını söyledi. Söz konusu kararın Türkiye'deki resmi organlara da sunulduğuna dikkat çeken Savda, karar ile ilgili şunları söyledi: 'Karar metninde, 16-28 Aralık 2004, 7 Aralık 2007 tarihleri arasında özgürlüğümden mahrum bırakılmama değinilmiş ve bu uygulamanın keyfi nitelikte olduğuna dikkat çekilmiştir. Türkiye'nin de imzaladığı Sivil ve Siyasal Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme'nin 9 ve 18. maddelerinin ihlal edildiğine işaret edilen karar metninin sonuç bölümünde, hükümetten özgürlüğümü kısıtlayan uygulamaları sona erdirip Evrensel İnsan hakları Bildirgesi ile Sivil ve Siyasal Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme'de belirtilen ölçütlere uygun hareket edilmesi istendi.'

'Vicdani retçilerin sesi kısılmak isteniyor'

Kendisi hakkında Çorlu Askeri Hastanesi Başhekimliği tarafından çıkartılan çürük raporunun da vicdani retçilerin kamuoyundaki seslerinin kıstırılması amacı ile verildiğini belirten Savda, 'Verilen çürük raporunda, erkeklikten, Türklükten ve akıl sağlığından yoksun olduğum belirtiliyor. Erkeklik ve Türklük konularında itiraz etmiyorum ancak akıl sağlımız yerinde' dedi.

Devletin imzaladığı hiçbir uluslararası sözleşmeyi uygulamadığını ifade eden Savda, 'Devlet, kağıt üzerinde kalan bu sözleşmeler hakkında uluslararası kamuoyuna yalan söylüyor. Ya da çürük raporları ile kamuoyunu yanlış yönlendiriyor. Ancak Türkiye'deki vicdani retçiler ve insan hakları savunucuları, Türkiye'nin yalanlarını haykırmaya devam edecek' diye konuştu.

____________________________________________________________________
Dikkat edilirse suçlamalar ; erkeklikten , Türklükten ve akıl sağlığından yoksun olmak. Herkesin Türk , kadın veya erkek , akıllı olma zorunluluğu nerden geliyor? Ordu , askerdeki militer tek tipleşmeyi aynen sivillerde de görmek istiyor. Zaten büyük oranda da görüyor. Bunun dışında kalanları da tekrar sisteme kazandırma yollarına bakıyor. Bunun yolları işte , çürüğe çıkarmalar , kavuşturmalar ..
Ben , kişisel olan bu vicdani ret eylemlerini desteklemekle birlikte , bunun kitlelere ifade edilmesi için çalışılması gerektiğini düşünüyorum . Konunun daha çok "anti-militarist sivil itaasizlik" eylemlerine dönüştürülmesini istiyorum .. Sivil itaatsizlik eylemlerinin en önemli özelliklerinden biri , bir grubun kasıtlı olarak bir yasayı ihlal etmesidir. Herşey alenidir , her kesin gözü önündedir. Konunun kitlelerle tanışması açısından bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Zira İspanya gibi ülkelerdeki kazanımların hepsi bu sayede olmuştu.

Hiç yorum yok: