10 Ocak 2008 Perşembe

Yorum üzerine..

Şimdi öncelikle burnunu sokup götünü dışarıda bırakmak üzerine bir şeyler söylemek istiyorum. 2 Ocak tarihinde yazdığım yazı kısa süre içinde ( yaklaşık 20 dk ) yazdığım bir yazıydı . Ve aynı zamanda o yazıda bağımsız, özerk ,demokratik , öğrenci hareketi etiketleriyle adlandırabilecek kelimeleri tanımlama gereği duymamıştım. Tanımlamanın ve üzerinden yorumlamanın gerekli olduğunu düşünüyorum bende. Bu bakımdan neyin mücadelesini vereceğimizi tartışarak gidersek daha iyi olacağı niyetindeyim . Demokrasi kavramı örneğin , Vikipedi’ye girip baktığınız bissürü demokrasi tanımı var . Bunlardan hangisini nasıl yorumlayıp üniversitelere uygulayacağız? Ülküsel anlamda demokrasi tanımına en yakın biçim olarak doğrudan demokrasıyi mi seçeceğiz?

Ödenekler dahil bütün dağılımların yukarıdan aşağıya yapıldığı bu üniversite eğitimi sistematiğinde öz yönetimi kurmaya hangi iktidar odakları izin verir ki ?

Bu bağlamda bence devletin üniversitelerinde kurmaya çalışacağımız her tip özerk ve demokratik hareket daha baştan arızalı başlayacaktır? Ama mücadele alanı mıdır ? evet.

Peki nasıl olacak demokratik üniversite? Bence gerçek anlamda bir demokratik üniversite istiyorsak bu sadece sivil girişimlerle oluşturabilecek , yardımlaşma ilkelerine dayalı biçimde olailir . Öğrencilerin notlara ve istatistiklere indirgenmediği , öğretim üyelerinin dilediklerini konuşmakta serbest olduğu ama aynı zamanda bu kurumun ekonomik külfetlerinin de beraber üstlenildiği bir yapı olabilir ancak . Sanırım bu tip üniversite deneyimlerinden bir hayli var.

Daha az önce mücadele alanı mıdır sorusuna evet cevabını vermiştim . Buradan devam edip gençsen ‘ e gelirsek ben gencseni öğrencilerin politikleşme sürecine(otoriteyi onaylayan anlamda bir politikleşmeden çok farkındalık yolunda olan insan için diyorum belki kendi conscientizaçao durumlarına ulaşmak için)girmesi , kafasını kaldırıp ne oluyoruz lan ? demesi için bir fırsat olarak görüyorum .

Disk ve işçi sınıfıyla ilgili olaraksa ikisinin de durumları ortada.. Örgütlenme sürecinde ‘iktidar her yerdedir’ anlayışını kendimize referans alırsak ve dolayısıyla ne sadece işçi sınıfı falan filan merkezli bir örgütlenme ne de onları hiçe sayılması gereken bir durum varmış gibi hareket edilmelidir. Sadece, ‘…direniş de ‘ diyebilmek , çemberdeki kavgalardan biri olabilmek.

Sonraki kısıma gelirsek ,

Gencsene üye olan veya olacak insanların sosyolojik durumları.Burada açıkça bana göndermeler görsem de(belki beynim sulandı belki de gerçekten sistemin deformasyonları bunlar).. objektif biçimde düşünmeye çalışıcam.

Bahsi geçen ve sayısı da artırılabilecek bu sorulara ek sorular eklemek de mümkün. Bunların hepsinin sorgusuna , insanın ‘politikleşme’ süreciyle birlikte , zamanla , düşeceğine , sistemi ve kapitalizmi yeniden ve yeniden üreten öznenin bizzat kendisi olduğunun farkına varabileceğini düşünüyorum.

Dikkatimi çeken bir nokta var ki o da şu . 3-5 ay önce silahlı örgüt kurma taraftarı kemikal öznenin , şimdi toplumun değişimine giden yolların açılmasından bahsetmesi. Bu durumun nedenini naçizane merak ediyorum.


İsmet özel- evet isyan dinle benim için.




Hiç yorum yok: